05.07.2018 tarihinde Hilton Otelinde; Turunçgiller başta olmak üzere birçok meyve çeşidinde problem teşkil eden ve özellikle Rusya Federasyonu'na ihracatımızda karantina ihlaline neden olan, Akdeniz Meyvesineği (AMS) mücadelesinde karşılaşılan problemler ve alınacak önlemlerle ilgili olarak, İl Müdürlüğümüz koordinasyonunda Bakanlık yetkilerinin de katıldığı turunçgil çalıştayı düzenlendi.
Adana Valisi Mahmut DEMİRTAŞ ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Dr. Nihat PAKDİL’in de katıldığı toplantıya Adana, Antalya, Muğla, İzmir, Aydın, Osmaniye, Mersin ve Hatay İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlükleri, Adana Büyükşehir Belediyesi, Adana İlçe Belediyeleri, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanlığı, Adana Biyolojik Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, İzmir Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Mersin ve Hatay Zirai Karantina Müdürlükleri, Akdeniz İhracatçılar Birliği, Türkiye Ziraat odaları Birliği, Adana ve Mersin Ziraat Mühendisleri Odası, Seyhan, Yüreğir, Ceyhan Ziraat Odası Başkanlıkları, Adana İli Turunçgil Üreticileri Birliği, Adana İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlükleri Paketleme Tesisleri ile Sivil Toplum Kuruluşları Yetkilileri ve temsilcileri katıldı.
Toplantıda konuşma yapan Adana Valisi Mahmut DEMİRTAŞ, Bakanlıkla işbirliği içinde meyve sineğinin yol açtığı zararları önlemeye çalıştıklarını anlattı.
Başta çiftçiler olmak üzere kamu ve özel sektörün el ele vermesi halinde Akdeniz meyve sineği probleminin çözülebileceğini ifade eden DEMİRTAŞ, "Sert çekirdekli meyveleri topladık, sattık. Ancak atıkları ağaçların altında birikinti olarak duruyor. Onun üzerine bu sinekler geliyor, besleniyor, yavruluyor ve büyüyor. Tüm vatandaşlarımızın özellikle çiftçilerimizin bu konuda çok duyarlı olması lazım. Eğer bu problemi çözmezsek hem zarar uğrayacağız, hem de üretimin azlığından dolayı ve ürettiğimizi satamayacağımızdan ihracatta ciddi bir düşme meydana gelecek, döviz ve gelir kaybına sebep olacak" şeklinde konuştu.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Nihat PAKDİL de toplantıda yaptığı konuşmada, son 15 yıldır pek çok mevzuat düzenlemesine gittiklerini, bunları da çevreyi gözeterek yaptıklarını kaydetti.
PAKDİL, Akdeniz meyve sineği konusunun yeni bir gündem olmadığını, daha önce de mücadelesini yaptıklarını belirterek, bu yıl yeniden bir farkındalık oluşması için Adana'nın öncülük ettiğini vurguladı.
Konunun sadece Adana ile de sınırlı kalmaması gerektiğini, toplantıda ele alınanların gözden geçirileceğini ve bundan sonra neler yapılması gerektiğinin konuşulacağını aktaran PAKDİL, hiçbir ağacı, dalı gözardı etmeksizin mücadeleyi sürdüreceklerini, çiftçilerin de hak ettiği, alın terinin karşılığı olan geliri elde etmesi için çaba göstereceklerini dile getirdi.
PAKDİL, "Akdeniz meyve sineği problemini en az zararla atlatılmasını hedefliyoruz" dedi.
Üretilen narenciyenin yaklaşık üçte birinin ihraç edildiğine dikkati çeken PAKDİL, bu üretimin sürdürülebilmesi ve çiftçilerin gelir elde etmesi için konuya hassasiyet gösterilmesi gerektiğini kaydetti.
Adana Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Muhammet Ali TEKİN ise konuşmasında 13.669.000 adet ağaç ve 454.000 da. turunçgil arazisi ile ülkemizin narenciye üretimi yapılan en önemli merkezlerinin başında Adana ilinin geldiğini ifade ederek, “Ülkemiz üretiminin %29’unu yani 1.355.000 tonu (Türkiye üretimi 4.770.000 ton) ilimizde gerçekleştirilmektedir.
İlimizle özdeşleşen, gerek iç piyasada gerekse dış piyasada yoğun talep gören Narenciyenin en önemli zararlılarından birisi Akdeniz Meyve Sineğidir. AMS polifag bir zararlı olup, dünyada 350’den fazla farklı meyve, süs bitkisi, sebze türünde zarar yapmaktadır. Konukçuları; Kayısı, şeftali, nektarin, yenidünya, erik, ayva, armut, elma, incir, Trabzon hurması, nar ve Turunçgillerdir. Dolayısıyla mücadele periyodu da uzamaktadır” dedi.
TEKİN, ilimizde Akdeniz Meyvesineği zararlısının, sıcaklık itibariyle ve konukçularının mevsimlere göre bölgedeki varlığı sebebiyle yoğun zarar meydana getirmekte olduğunu ve yılda 12-14 döl verdiğini belirterek, “Turunçgillerde öncelikle erkenci mandarin grubuna zarar vermektedir. Daha sonra portakal ve diğer geçci mandarin gruplarını etkilemektedir.
AMS genellikle, ince kabuklu ve olgun meyveleri tercih ederek zararını, doğrudan meyvede yapması nedeniyle meyvenin ticari değerini düşürmekte ve meyve dökümlerine sebep olmaktadır.
Meyve vurum olgunluğuna geldiği dönemden, gece- gündüz sıcaklık ortalaması 16 oC’nin üzerinde olduğu döneme kadar, AMS zarar vermektedir. Bölgemizde bu dönem Mayıs başı–Kasım sonu tarihleri arasında meyve fizyolojilerine göre farklılık göstermektedir. Turunçgillerde ise; Ağustos-Kasım ayları arasında zarar vermektedir” şeklinde konuştu.
Zararlının yoğun olduğu dönemlerde mücadelesi yapılmadığı zaman %100’e varan ekonomik kayıpların görülebildiğini dile getiren TEKİN, “Dış Karantinaya tabi olan AMS’nin ihracatta toleransı sıfır olup, mücadelesi özellikle toplu mücadele yöntemi ülke ekonomisi açısından büyük önem arz etmektedir” dedi.
TEKİN konuşmasına şöyle devam etti; “İlimizde, AMS konukçusu olan Sert ve Yumuşak çekirdekli meyve alanları 50.450 dekardır. Şeftali, Nektarin ve Kayısı bahçelerindeki tuzaklara haftalık 750-1255 sinek yakalanmaktadır. Bu bahçelerde kimyasal ve biyoteknik mücadele yapıldığı halde, meyvelerde % 60-70’e varan ürün kayıpları oluşmaktadır. AMS vuruklu meyvelerden dolayı oluşan ürün kayıpları ihracatımızı olumsuz yönde etkilemektedir.
Turunçgil bahçelerindeki monitör amaçlı asılan tuzakların Haziran ayında 1 hafta içerisinde 1100’lere varan yoğunluğa ulaşması, bu zararlıya karşı gerekli tedbirleri almadığımızda 455.000 dekar alanda üretilen 1.355.000 ton turunçgil ürünümüzün, ihraç edilemeyeceği için ülke ekonomisinde büyük zarar göreceği anlamına gelmektedir”.
Toplantı, konu uzmanlarının Akdeniz Meyvesineğiyle mücadele konusunda yaptıkları sunumlar ve soru-cevap şeklinde devam etti.