T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

Buzağı ve Arı Ölümlerinin Önlenmesine Yönelik Yapılacak Çalışmaların Değerlendirilmesi Kapsamında Bölge Grup Toplantısı Yapıldı

Yayın Tarihi : 29.11.2017
         Bakanlığımıza bağlı Bölge Araştırma Enstitüsü Koordinatörlüğünde “Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı” (BÜBS) ile “Hayvansal Üretim ve Hayvan Sağlığı” (HÜHS) ana grup başlığı altında, Bölge Enstitüleri ve Bölgedeki İl Müdürlüklerinin katılımıyla Bölge Grup Toplantıları (BGT) düzenlenmekte olup, Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünce koordine edilen ve Mersin İl Müdürlüğü’nün ev sahipliği yaptığı 2017 yılı Bölge Grup Toplantısı yapıldı. Adana, Osmaniye, Hatay, Kahramanmaraş ve Mersin illerinden Enstitü Müdürleri, İl ve İlçe Müdürleri, Şube Müdürleri, Birlik ve Kooperatif Başkanlarının katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda “Buzağı Ölümleri, Arı Ölümleri, Şap Hastalığı ve Hayvan Besleme” konularında karşılaşılan sorunlar, yapılan araştırmalar ve çözüm önerileri hakkında fikir telakkisinde ve bilgi alış verişinde bulunuldu.
        Toplantının açılış konuşmasını yapan Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Abdullah ÇİL, Müdürlük olarak Adana, Mersin, Osmaniye, Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep, Kilis ve Adıyaman illerinde tarım ve hayvancılık alanlarında önemli ar-ge faaliyetleri yürüttüklerini ifade etti.
       ÇİL, "Enstitümüz daha çok tarla bitkileri ağırlıklı ve hayvancılık alanlarında klasik ve modern biyoterminolojik yöntemleri kullanarak ıslah faaliyetleri yürütmektedir. Bugüne kadar yaptığımız ıslah çalışmaları sonucunda 26 buğday, 23 pamuk, 5 soya, 5 yem bitkisi, 3 nohut, 2 yer bademi, bir ayçiçeği ve bir mısır çeşidi olmak üzere toplam 66 çeşit geliştirilerek ülke ve bölge çiftçisinin hizmetine sunulmuştur. Bu çeşitlerden 23 tanesi, tohumluk üretim hakkı karşılığında özel sektöre satışı yapılmıştır. Bugün enstitümüzde Bakanlığımız, TÜBİTAK, bazı yurt dışı kuruluşları ve özel sektör ile 56 adet proje yürütmekteyiz" dedi.
        Adana İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdür Yardımcısı Ali Kansu ÖZTÜRK toplantıda yaptığı konuşmada yoğun arı ölümleri üzerinde durdu. Adana İl Müdürlüğü’nün 2017’de arı ölümlerine yönelik yaptığı çalışmaları anlatan ÖZTÜRK, “2017 yılında meydana gelen arı ölümlerinin araştırılması ve önlenmesine yönelik Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürü Dr. Nevzat BİRİŞİK başkanlığında 12.03.2017 tarihinde yapılan ‘Arı Ölümlerinin Önlenmesi ile İlgili Mücadele ve Eylem Planı’ konulu toplantı yapılarak, Bölgedeki arı ölümlerinin araştırılması ve kesin ölüm nedenlerinin bulunabilmesi için Uludağ, Çukurova ve Sütçü İmam Üniversitelerinden Akademisyenler ile Adana, Pendik, Etlik Veteriner Kontrol Enstitü Müdürlükleri ile Ordu Arıcılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ve Hayvancılık Genel Müdürlüğü uzmanları ile ortak çalışma yapılmasına ve bir rapor hazırlanmasına karar verilmiştir” dedi.
         Yapılan çalışmalar neticesinde “ADANA İLİNDE YAŞANAN ARI ÖLÜMLERİNİN NEDENLERİ YAPILAN ÇALIŞMALAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ RAPORU”nun hazırlanarak Bakanlık Makamına sunulduğunu ifade eden ÖZTÜRK, “Bu öneriler kapsamında 2018 yılında meydana gelmesi ihtimal arı ölümlerine karşı tedbirli olmak arı ölümlerinin nedenlerinin belirlenebilmesi amacıyla çalışmalarımıza başlamış bulunmaktayız. Bunun için İlçe Müdürlüklerinde arıcılarımıza almaları gereken tedbirler konusunda bilinçlendirme eğitimleri verilmektedir. Umarız bu yıl yapılan çalışmalar ile arı ölümlerini minimum düzeye indirebiliriz ya da hiç yaşamayız” şeklinde konuştu. 
            2017’de özellikle Doğu Akdeniz illerinde, başta Adana olmak üzere yoğun şekilde arı ölümleriyle karşı karşıya kaldıklarını dile getiren ÖZTÜRK, özellikle Osmaniye ve Hatay Bölgesinden başlamak üzere Adana’da da Ceyhan ilçesinde ilk ölümlerin görüldüğünü ve Şubat ayının ilk haftalarından itibaren yoğun arı ölümlerinin olduğunu belirterek, Şubat ayından bu yana yaptıkları saha çalışmaları ve laboratuvar analizlerinin sonuçlarını aktardı. İlk etapta yaptıkları çalışmalarda, sahadan aldıkları numunelerin analiz sonuçlarında, arı ölümlerinin çok büyük bir kısmının nosema etkeni içerdiğini, çok büyük bir kısmının da toksik maddelerin sonucuna bağlı ölümler olduğunu tespit ettiklerini söyledi.
            Başlattıkları “Arı Ölümleriyle Mücadele Eylem Planı” çerçevesinde yıl boyunca yaptıkları çalışmalar hakkında da bilgi veren ÖZTÜRK, “Eylem planı çerçevesinde yaptığımız çalışmalar sonucunda özellikle gelen analiz sonuçlarından yüzde 40 oranında nosema etkeninin bölgede ölümlere sebep olduğunu, anladık. Yüzde 20’lik ölümlere, tarımsal ilaçlamalar veya tavsiye dışı kovan içi uygulamalarının sebep olduğu, ölümlerin yüzde 20’lik dilimini arı ölümlerinde yeni bir epidemi veya diğer hastalık grubunun şekillendirdiği, yüzde 20’lik grubunun da viral arı hastalıklarından kaynaklandığı sonucuna ulaştık. Tabi ki toksik ilaçların bu etmenlerle bir araya geldiğinde arılar üzerindeki etkisinin kat be kat arttığı da bir gerçektir” diye konuştu.
           Bakanlığa sundukları çözüm önerilerini de anlatan ÖZTÜRK,  TÜBİTAK, Enstitüler, Üniversiteler, İl Müdürlükleri gibi kuruluşların, arıların yoğun olarak yaşadığı bölgelerde ölüm nedenlerini araştıracak ulusal düzeyde bir komisyon kurulması gerektiğinin altını çizdi. ÖZTÜRK diğer önerilerini şöyle sıraladı; “Adana, Mersin, Hatay, Osmaniye Bölgeleri tarımsal uygulamaların çok yoğun yapıldığı ve tarımsal ilaçlamanın had safhada kullanıldığı bir bölgedir. Bu ilaçlamalar yapılırken, Adana olarak 250 farklı nokta belirledik, bu noktalardan köy ve mahallelere ilaç hazırlama ve ambalaj toplama tesislerinin kurulması önerisinde bulunduk. Bunun toplam maliyeti 2 milyon TL civarında. Yıllık kaybımızın tarımsal hasılaya olan olumsuz etkileri düşünüldüğünde 2 milyon TL’nin çok da büyük bir rakam olduğu düşünülemez.
          Bir diğer önerimiz, analiz sürelerinin uzamaması için Enstitü Müdürlüklerimizin analiz laboratuvarlarının güncellenmesi. Ayrıca, zirai ilaç kutularının kullanıldıktan sonra arta kalan kısımlarının çiftçilerimiz tarafından tarlanın bir kenarına atıldığı, bu ilaç artıklarının arılar üzerinde ölüm yapabileceği kanısı oluşmuştu. İlaç kapaklarının özellikle sızdırmaz bir şekilde yeniden revize edilmesi konusunda bir proje hazırlayıp, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü’ne sunduk. Zirai ilaç bayilerinin denetimlerinin artırılması, tavsiye dışı ve ruhsatsız ilaçların kullanılmaması yönünde üreticilerin bilinçlendirilmesi, konaklama kapasitelerinin bölgeler belirlenerek çıkarılması, konaklama kapasitesi üzerinde arı konaklamalarına izin verilmemesi gibi reel çözüm önerilerinde bulunduk” ifadelerini kullandı.
           Buzağı ve arı ölümleri ile şap hastalığının tartışıldığı toplantıda Mersin İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Arif ABALI ise, arıların insanlığın devamı için çok önemli olduğunu ve ülkedeki arı varlığının korunması gerektiğini belirterek, şap hastalığında da Mersin-Adana Bölgesi olarak ari bölge olmak için aşılamalara devam ettikleri söyledi.
         Buzağı ölümlerinin son dönemde çok önemli bir yer teşkil ettiğine dikkat çeken ABALI, “Buzağı ölümleri önemli. Buzağılar bizim çocuklarımız. Buzağı ölümlerini ne kadar aşağı çekersek hayvancılıkta da o kadar başarılı olacağız. Şap hastalığında Mersin-Adana Bölgesi olarak ari bölge olmak istiyoruz. Şap hastalığında aşılama süreçleri yoğun şekilde devam etmekte. İl Müdürlüğü olarak 97 bin büyükbaş hayvanı aşıladık, yüzde 104 başarı elde ettik. Bu aşılama kampanyaları ile birlikte tüm hastalıklardan ari bölge olmamız gerekiyor. Tüm Türkiye’nin ari bölge olması gerekiyor ama bulunduğu coğrafi konum itibariyle de biraz zor bir bölgeyiz. Öte yandan, Mersin’de Tarsus ve Akdeniz İlçe Bölgesinde de her baharda arı ölümleri olmakta. Bu problemlerden kaynaklı bazı çiftçilerle sosyal problemler de olmakta. Arılar insanlığın devamı için çok önemli. Bitkisel üretimin devamını sağlıyor. Arıların dünya üzerindeki varlığının her zaman korunması gerekiyor. Bu çerçevede hem Bakanlık hem de Türkiye olarak önemli katkıları vermemiz gerekiyor” dedi.